Gümüş, son dönemde yalnızca bir değer saklama aracı değil, aynı zamanda endüstriyel büyümenin stratejik anahtarı haline gelmiş durumda. Özellikle güneş enerjisi, elektronik devreler ve elektrifikasyon süreçlerinde artan kullanımı, bu metali “yeşil dönüşümün vazgeçilmez oyuncusu” statüsüne taşıyor. Bu da uzun vadeli talep yönlü yapının sağlamlaşmasına yol açıyor. Bunun üzerine, piyasada üst üste beş yıldır devam eden arz açığı eklenince, fiyatların yukarı yönlü bir yapı inşa etmesi kaçınılmaz hale geliyor. Gümüş Enstitüsü’nün 2025’te açığın %21 azalacağını öngörmesi dahi şu anki kıtlığın etkisini ortadan kaldırmıyor; yalnızca daha yavaş bir baskı anlamına geliyor.
Teknik olarak da tablo son derece net: Fiyatların 15, 50 ve 100 periyotluk ortalamaların üzerinde kalması, kısa vadeli momentumun güçlü olduğunu ortaya koyuyor. Ana referans noktası olan 35,60 seviyesi üzerinde fiyatlamalar devam ettikçe, yükseliş senaryosu ana akım olarak kalacak. Bu durumda, ilk direnç olarak 36,85, ardından ise 37,20 seviyeleri yatırımcıların radarına girecektir.
Ancak her pozitif beklentinin mutlaka bir ters senaryosu olmalı. Eğer baskı oluşur ve 35,60 seviyesinin altında kalıcılık sağlanırsa, düzeltme ihtimali güç kazanır. Bu durumda geri çekilmeler 35,27 ve 34,94 seviyelerine kadar sürebilir. Yine de mevcut makro-temel hikaye, bu düşüşlerin sınırlı kalması ihtimalini yüksek kılıyor.